Kayıtlar

Mektup etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Son Mektup

                Son buluşmamızda konuşmamıştım, senin gözlerime baktığın her zaman konuşamadığım gibi. Bu mektubu bu nedenle yazıyorum;  s enden ayrıldıktan sonra kafatasımı patlatırcasına beynime üşüşen binlerce aşk sözcüğüne,   tutku haykırışlarına ve senin samimiyetsiz bulduğun, ama nedenini bir türlü anlatamadığım, bakışlarıma set çeken dikensi sözlerine isyanımı dile getirebilmek için. Biliyorum, bu mektup bizi hep buluştuğumuz o asmanın altında bir daha bir araya getiremez. Rutubetten ayakları şişen , titrek masanın solmuş muşambasına kollarımızı dayayarak dakikalarca oturamayacağız. Her daim ıslak olan eğri büğrü betondan yükselen serinlikle, yanında olmanın ateşini serinletemeyeceğim. Sana duyduğum en mahrem duygularımı ifşa eden bu mektubu, sığındığı manastırdan kovulan bir rahibe çırılçıplaklığıyla yazıyorum. Artık sığınacak gizli hiçbir köşesi kalmayan aşkımın dilime düşen solgun cesedini, üzerinde taze gözyaşlarımla birlikt...

Sevgili Oğlum

Sevgili Oğlum Ahmet Ferid,  Evden ayrılalı fazla bir zaman geçmedi. Fakat geçen bu kısa zaman, bana hayatımdaki yerinin büyüklüğünü göstermeye yetti. Evden bu kısa ayrılışın, sende nasıl duygular uyandırdığını bilemem. Umarım ki geleceğe dair kurduğun hayallerin, ideallerin ve planların yanında bana mütevazı bir köşenin ötesinde yer ayırmıyorsundur. Kurduğun büyük hayallerin arasında bana vereceğin mütevazı, küçük bir yere inan seve seve razıyım. Sakın bu dediklerimi senden vazgeçtiğim şeklinde yorumlama. Ya da duygularını yokladığında bu kısa ayrılışın sende bendekine benzer sarsıcı bir etki uyandırmadığına bakarak sevgimin karşılıksız kaldığını düşünüp de mahcup olmayasın. Baba oğul ilişkisinin gözlerden uzak doğasındaki gizli bir gerçektir bu. Ben geçmişi temsil ederken sen geleceği temsil etmektesin. Ben yüzümü sana döndürmüşken sen yüzünü, olması gerektiği gibi, geleceğe döndürmüş bulunmaktasın. Hiçbir baba oğlunun kendisine takılıp kalmasını, öteye geçmemesini arzu etmez. ...